Blog

Bali Rehberi

Travel

Bali Rehberi

[cmsmasters_row][cmsmasters_column data_width=”1/1″][cmsmasters_text]

Yağmur ormanları içerisine kurulu şehirlerin yer aldığı, göz alabildiğince uzanan yemyeşil pirinç tarlaları, şelaler, mistik tapınaklar, cenneti anımsatan manzaralara sahip uçurumlar ve plajlarla dolu yeryüzündeki cennet; tanrıların adası Bali

Bali’nin son senelerde yoga dünyasının ve Nomad’lerin (Laptop, internet, akıllı telefonlar ve bulut tabanlı uygulamaları kullanarak uzaktan ya da gezerek çalışanlara verilen isim) merkezi haline gelmesi bende merak uyandırmış ve iki sene öncesinde sevdiğim yoga eğitmenlerinin Bali paylaşımlarının ekran görüntülerini alıp biriktirmeye başlamıştım bile. Bali Spirit Fest’e yaptığım gönüllü çalışma başvurusu kabul olunca, biletimi aldım ve uzun zamandır hayal ettiğim seyahatimi planlamaya başladım.

Öncelikle Bali’ye gitme amacım gezip görmekti elbette ama bunun yanında buradaki yaşamı da merak ediyordum. Bu nedenle seyahatimi 7 günlük festival de dahil olmak üzere 3 hafta olarak planladım. Zaten Bali’ye 10 gün filan gelen yok, tanıştığım insanların çoğu minimum 3 ay ve üzeri seyahat halindeydiler. Eat, Pray, Love (Ye, Dua Et, Sev) kitabını okumuş veya filmini izlemiş, işinden, eşinden, ülkesinden ayrılmış ve Bali’ye kendini bulmaya gelmiş çok fazla insanla tanıştım. 🙂

Benim için uzun uzakdoğuya giden çoğu insan için oldukça kısa bir süre olan bu 3 haftamdan yola çıkarak küçük bir rehber hazırladım. İster doğayı, ister kendinizi, ister yeni bir kültürü keşfe çıkın herkes için Bali’yi çekici kılan birşey var.

Ne zaman gitmeli? 

Bunu araştırarak gitmedim açıkçası, festivale denk geldiğinden Mart sonu gittim ve Nisan ortası döndüm. İlk gittiğimde çok yağış vardı. Ekim – Nisan yağmur sezonu, Mayıs – Eylül kuru sezonmuş. Temmuz – Ağustos da en yüksek sezon, her yerde olduğu gibi. 🙂 O nedenle sanırım Haziran’da gitmek en iyisi olurdu.

 Ada İçerisinde ve Çevresinde Ulaşım 

Şöförlü araba veya turlar var ancak daha özgür olmak ve bağımsız olarak adanın tadını çıkartmak isterseniz en azından Ubud’un içinde ulaşım için kiralamanızı öneririm. Ehliyet sormuyorlar, ‘Daha önce motor kullandın mı?’ sorusu kadar basit bir kiralama işlemi. Ancak kullanmış olmanızı öneririm, zira trafik biraz çılgın! Herkes yolun ortasından sürüyor ve trafik ters taraftan akıyor. Ama ben bile kullandıysam neden olmasın?

IMG_4602

Eğer motor kullanma konusunda kendinize güvenemiyorsanız hiç riske atmayın. Birkaç uygulama var Uber gibi, motosikletle de sizi alıp bıkarıyorlar: GoJek ve Grab. Bazı yerlerde yasak bildiğim kadar ile.

Ben Ubud’da motor kiraladım, Canggu’da kullanmaktan yorulduğumdan daha çok yürüdüm ama pek tavsiye etmiyorum. 🙂

Lokasyon değişikliklerinde de (Ubu’dan Canggu’ya geçerken vb.) şöförlü araç ayarladım. Her yerde varlar zaten bulmakta sıkıntı çekmezsiniz, pazarlık etmeyi unutmayın sadece. 🙂

Rota Oluşturma

İlk durağım ve en çok merak ettiğim yer, Bali Spirit Fest’in de gerçekleştiği Ubud’du. Sonrası için gitmeden bir araştırma yapıp gitmek istediğim yerleri belirledim ancak plan yapmadım, biraz akışına bırakmak ve gittiğimdeki hissiyatıma göre karar vermek istedim.

Festivalde tahmin ettiğimden çok daha fazla yorulduğum için sonrasında birkaç gün daha Ubud’da kalmaya karar verdim ve bu akış içerisinde rotam Canggu, Uluwatu, Nusa Penida ve tekrar Ubud olarak oluştu.

IMG_4772
La Brisa / Canggu
IMG_E5090
Uluwatu Tapınağı
IMG_5712
Broken Beach / Nusa Penida

Şimdi tekrar plan yapacak olsam 3 hafta boyunca Ubud’da kalıp, belki 2-3 gün Canggu’ya uğrar ve diğer her yere günübirlik olarak giderdim.

Ubud : Şifa Merkezi

Ubud kelimesi, ‘tıp’ anlamına gelen Ubad’dan geliyor ve burası şifa gücü bakımından zengin, mistik bir yer olarak biliniyor. El değmemiş tropikal bir ormanın içerisine kurulmuş bir şehir, yani; şifa bulmamanız mümkün değil! 

IMG_4249

Dünyanın en güzel yoga stüdyoları ve şifa merkezleri burada, New York veya Los Angeles’tan daha fazla vejetaryen, vegan ve çiğ yemek restoranı olan bir çiğ gıda başkenti. Taze hindistan cevizi suyunun günlük normal bir içecek, ağzınızın suyunu akıtan tropikal meyveler bolca var, adım başı masaj ve güzellik merkezleri yer alıyor. En önemlisi de bunların hepsi hem Türkiye, hem Amerika hem de Avrupa’daki fiyatların neredeyse 10’da 1’i kadar ucuz ve uygun!

Ubud’da inanılmaz güzel yemekler yedim, bolca masaj yaptırdım, yürüyüş yaptım ve tapınak gezdim.

IMG_3915

Gitmeden önce çıkarttığım listedeki tüm restoranların neredeyse hepsinin festivalde standları vardı ama Ubud içerisindeki yerlerine de gittim tabii ki 🙂 Favori restoranım Zest, ortam müzik, yemekler ve kakao! Sayuri ikinci sırada geliyor, yine ortamı şahane, yemekleri, kaseleri (bowl) ve tatlıları harika. Alchemy, Seeds of Life ve Kafe’de mutlaka gidilmesi gereken yerler.

IMG_5914
Zest
IMG_4620
Sayuri
IMG_4622
Sayuri
IMG_3188
Kafe

Lokal mutfağı denemek isterseniz, lokal restoranlara Warung deniyor. Nasi Goreng ve Gado-Gado diye iki mehşur tabakları bulunuyor. Genellikle yağsız, haşlanmış ve yapışkan pirinç veya pirinç makarnası bulunan yemekler. Nasi Goreng; kızarmış pirinç, kızarmış yumurta ve isteğe göre tavuk veya tempeh (soya bazlı bir ürün) karıştırılıyor. Gado-Gado; ise kızarmış sebzeler, haşlanmış yumurta, fıstık ezmesi sosu, kızarış tofudan oluşan bir salata. Lokal mutfak için favorilerim; Warung Biah Biah, Warung Lokal ve pirinç tarlalarının ortasında harika bir manzaraya sahip Sweet Orange Warung. 

IMG_4025

IMG_4040
Sweet Orange Warung

IMG_4005

Festival’den sonraki ilk günümde biraz turistik gezi yapmaya, Monkey Forest’ı (Maymun Ormanı) gezmeye ve yürüyerek Ubud sokaklarını keşfetmeye karar verdim. Büyük hata! %99 nem oranı olduğundan 11:00 – 16:00 arası çok sıcak oluyor ve 10-15 dakika yürüyüş yapmak bile insanı yoruyor. O nedenle sabah erken ve öğleden sonra gezmek daha iyi. Monkey Forest çok güzel bir orman, turistik ama gitmenizi öneririm. Maymunlar şehir içinde de her yerde var ama onları orman içerisinde serbest yaşam alanlarında izlemek de çok keyifli.

IMG_3894

IMG_3865

Hem güzel restoranlar, hem de güneş biraz alçaldığında alışveriş yapmak için Jl Gootama ve Jl Hanoman’da dolanabilirsiniz.

Pirinç tarlaları arasında yürüyüş yapmak isterseniz de en sevdiğim yürüyüşlerden biri Tjampuhan Yürüyüşü. Genelde gündoğumu veya günbatımı yürüyüşü yapılıyor. Rehber olmadan kendiniz yürüyebilirsiniz, kolay bir yol ve çok güzel manzaralarla dolu. Sonu ise hayatımda gittiğim en iyi spa’lardan biri olan Karsa Spa’ya çıkıyor. Burada gün doğumu yürüyüşü yapıp, Karsa Spa’da bir masaj üzerine kafesinde veya dönüp Zest’te bir kahvaltı yapmanızı öneririm. Harika bir sabah programı! Masaj için rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Diğer beğendiğim ve not aldığım spalar Zen Bali, Yoga Barn’a çok yakın ve Kiradi Spa Tjampuhan tarafında. İkisi de uygun fiyatlı, çok iyi ve rezervasyona gerek yok.

IMG_4469
Tjampuhan Walk

IMG_4466

Gidebileceğiniz çok fazla tapınak var ancak ben en çok Pura Tirta Empul’u görmek ve Batur Dağı’ndan akan serin ve berrak sudaki ritüelistik temizliğe katılmak istemiştim. Motosiklet ile yaklaşık 20 dakikalık bir mesafede ve pirinç tarlalarının arasında çok keyifli bir yol. Sabah erken gitmenizi öneririm, 10’dan sonra okullar ve turlar geliyor ve çok kalabalık oluyor.

IMG_4350

Offerings_Bali.jpg

Tapınaklardaki ritüeller kadar günlük ritüeller beni çok etkiledi aslında. Nüfusun %90’ından fazlası Bali Hinduizmi’ne (Endonezya’nın geri kalanı Müslüman) inanıyor ve doğanın tüm unsurlarında tanrıların ve tanrıçaların var olduğuna dair bir inanılıyor. Her gün, baktığınız her yerde, etkileşimde oldukları şeyleri kutsayarak; arabaları, dükkanların önü, heykeller, ağaçlar vb. pirinç ve parlak renkli çiçekler sunuyor ve tütsü yakıyorlar. Ve her gün bu ritüel yenileniyor ve devam ediyor. Bu nedenle Bali’ye Tanrılar’ın Adası deniyor.

Ubud’da son günümde ise Batur Dağı’na gün doğumu tırmanışı yaptım. Bunu tek başınıza da yapabilirsiniz sanıyorum, ancak ben gece karanlığında tek başıma tırmanmaya cesaret edemedim ve tura katıldım.

IMG_4504

IMG_4506

Gece saat 2:00’de bizi aldılar ve sabaha karşı 4:00’de tırmanışa başladık. Çok kolay bir tırmanış da değildi ve oldukça kalabalık (yaklaşık 100 kişi kadar!) olduğumuzdan oldukça yavaş ve uzun sürdü. Tırmanış ve yürüyüş yapmayı seviyorum ama karanlıkta tırmanmanın harika olduğunu söyleyemeyeceğim. Ancak 6:00’da zirveye vardığımızdaki manzara herşeye değerdi. Dönüşte de kaplıcaya gittik, sıcak su çok güzel geldi, manzara muhteşemdi ama gittiğimiz yer çok turistikti. Tur işini sevmediğimi bir kez daha hatırladım 🙂

Yoga Barn’dan haftalık giriş alıp sonraki birkaç gün bolca yoga yaptım. Öncelikle yoga yapın yapmayın Yoga Barn’a gitmenizi gerçekten öneririm.

IMG_3966 (1)

IMG_3967

Yoga stüdyosu demek az kalır, şifa ve iyileştirme merkezi. Hastaneler böyle olmalı! Çok çeşitli yoga derslerinin yanı sıra ses şifası, meditasyon, masaj merkezi ve birçok farklı katılabileceğiniz program ve etkinlik var. Ayrıca kafesi de çok iyi.

Burada görmeye, deneyimlemeye değer bir Ecstatic Dans seansı var. Bilinçli bir dans hareketi olan Ecstatic Dans Bali’deki yoga camiasının önemli etkinliklerden biri. Bir sistemi veya yöntemi bilmeye gerek kalmadan, zihni serbest bırakarak, bedenin içsel bilgeliğinin ele geçirilmesine izin veren bir meditasyon aslında. Sadece rahatlamak, bırakmak, bağlantı kurmak ve dans etmek isteyen herkes için bir alan oluşturuyor. Ben Pazar 11’dekine gittim ancak sanırım haftaiçi bir akşam da vardı diye hatırlıyorum. Yaklaşık 2,5 saat önceden gitmeniz ve sıra girmeniz gerekiyor. Seans başladığında bir eğitmen veya yönlendiren olmaksızın herkes kendi akışında, hızında ve tarzında hareketlenmeye, dans etmeye, yoga yapmaya başlıyor ve müziğin bedenini hareket ettirmesine izin veriyor. Bir buçuk saat kan ter içerisinde, mutluluk, huzur ve shavsana (ölü pozu) ile sona eriyor. Bana burada oluşan yeni nesil aydınlanma yolundaki topluluğun ibadeti ve kutsal alanı hissiyatını verdi. Kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim.

Yoga Barn dışında tabii ki başka birçok yoga merkezi daha var. Radiantly Alive, Intuitive Flow ve Ubud Yoga Center diğer gidebileceğiniz, beğendiğim stüdyolar.

Festival süresi, sonrası ve en son dönmeden önce gittiğimde 3 farklı yerde kaldım ve en beğendiğim yer Tjampuhan tarafı oldu.

Tjampuhan hem Ubud’un karmaşasından biraz uzakta ama yine merkeze yakın, pirinç tarlalarına giden yolda. Son gece burada Ani’s Villas diye harika bir yerde kaldım ve çok öneriyorum! Ani’s Villa’s Tjampuhan Köprüsü’nün hemen girişinde yer alıyor, altından kutsal Tjampuhan Nehri geçiyor, hemen karşısındaki tapınağa bakan teraslı odaları ve havuzu var. En önemlisi de Ubud’daki favori kafem Zest’in de hemen karşısında! Ben burada kocaman teraslı bir odada 35 dolar civarında kaldım, ancak sezonda daha yüksek olabilir tabii ki fiyatlar.

IMG_5858

182101033.jpg

Canggu: Surf Cenneti

Canggu; iç açıcı, aydınlık, şık cafe ve restoranlar, ferah plaj klüpleri ile dolu bir sörf şehri. Birkaç gün plajda takılmak, güzel yemek, içmek ve keyfi yapmak için iyi bir tercih, sörf yapıyorsanız belki daha uzun kalınabilir.

IMG_E4769
La Brisa / Canggu

Ubud’dan sonraki durağım Caggnu’ydu ve her ne kadar okyanusta yüzmek mümkün olmasa da plajda olmak çok iyi geldi.

Buradaki en sevdiğim yer La Brisa oldu. bir tam günümü burada tam okyanusa bakan kenar barında ayaklarımı uzatıp güneşlenerek, White Sangria (beyaz şarap ile yapılan meyveli bir kokteyl) içerek ve ara ara havuza girerek geçirdim. Yemekleri de harika.

IMG_4788

Akşam yemeği için favorim Mason; Batu Bolong’a giden ana yol üzerinde, organik malzemelerle ve geleneksel pişirme yöntemleriyle modern Avustralya mutfağı. Hep hoş bir kalabalık var, arka bahçesi ferah ve çok keyifli. Kokteyller güzel, şaraplar güzel, yemekler güzel, insanlar güzel! Burada veganlığı ve detoxu bir kenara bırakıp ağır ateşte pişmiş kuzu omuz ve Negroni içtim. 🙂

Mason_Bali
Mason

Pembemsi gün batımını okyanus kenarında izleyerek yemek yemek isterseniz de Seaweed Warung’da lokal birşeyler yiyip bir Bintang (lokal bira) içebilirsiniz. Diğer bir alternatif ise Canggu’nun en popüler barı ve buluşma noktası olan Old Man’s. Batu Bolong plajındaki sörf molalarında sörfçülerin buluşma noktası. Yemek sade ve güzel; burger, cips, taco vb., atmosferi eğlenceli ve samimi. Sağlıklı, çiğ ve vegan alternatifler için ise Cafe Vida ve özellikle kahvaltı için The Loft da iki güzel seçenek.

old-mans-419874.jpg
Old Man’s
IMG_5464
The Loft

Yoga yapmak isterseniz The Practice, masaj yaptırmak isterseniz Lotus Massage Therapy ve Anjani Spa. Eğer biraz lüks ve kendinizi şımartmak isterseniz Espace ve Spa Spring oldukça harika.

Screen-Shot-2016-12-04-at-7.48.51-PM

Son olarak akşamüzeri plajdan dönerken göz atmalık çok güzel dükkanlar da var, bikini, mayo ve tatlı plaj kıyafetleri için Wanderlust Swim ve etekler, elbiseler, sırtı açık, bağlamalı bluzler için Lost in Paradise’a göz atmayı unutmayın.

Caggnu’da The Daun’da kaldım, sabah kahvaltılarımı da genelde burada yaptım. Güzel, temiz ve uygun. Trafikten daraldığımdan motorsiklet kiralamadım ve her yere yürüdüm. Tavsiye etmem 🙂

Uluwatu: Büyüleyici günbatımı manzaraları ve Uluwatu Tağpınağı

Sakin bir sörf kasabası ve Geleneksel Kecak dansını izlemek için Bali’deki en iyi yer.

IMG_E5086

İki gün Canggu’da kaldıktan sonraki durağım Uluwatu’ydu. Burayı tercih etmemin sebebi Hint Okyanusu’na bakan Uluwatu Tapınağı’nı ziyaret etmek ve Kecak (Ateş) Dansı Performansını izlemekti. Buraya illa ki gitmelisiniz diyemeyeceğim, aslında gitmesem de olurdu yani. 🙂

Seyahat boyunca git gide konforumu yükselttim sanırım, klimalı, tertemiz ve çok güzel bir odada Padag Padang Inn’de kaldım.

IMG_E4984

İlk gün Bali’nin en ünlü sörf noktalarından biri olan Padang-Padang plajına gittim. Yukarıdan çok güzel görünüyor, fotoğraf çekmek ve izlemek için harika bir manzara ve plaj ancak çok ufak, kalabalık ve çok sıcak. Belki sabah erken saatlerde gitmek iyi bir fikir olabilir. Burada bir saat ancak oturdum, bir hindistancevizi suyu içtim ve kalktım.

IMG_E5003

IMG_E5009

Öğleden sonra ise mehşur Single Fin’e gittim. Kayalıkların üzerinde yer alan ve gün batımını kokteyliniz veya buz gibi bir Bintang eşliğinde izleyebileceğiniz güzel bir plaj barı.

IMG_E5012

IMG_E5035

IMG_E5029

Burada tanıştığım bir kızla günbatımını ve dans gösterisini izlemek için Uluwatu Tapınağı’na gittim. Tapınak güzel, manzarası da çok güzel ancak dans gösterisi ve olan herşey çok turistik olduğundan pek hoşlanmadım.

IMG_E5073

IMG_E5091

Sonraki gün motoruma atlayıp Bingin Plajı‘na gittim; çok güzel bir plaj ama sörf yapmıyorsanız pek yapacak birşey yok ve çok sıcak. The Sun & Surf Stay’de soğuk ve taze bir meyve suyu içip Suarga’ya gittim.

IMG_5946
Bingin Plajı

Sanskritçe’de cennet anlamına Suarga isminin hakkını veriyor. Bukit Yarımadası’nın tepesinde bir uçurumda yer alan rustik, lüks ve sürdürülebilir bir tesis ve restoran. Padang – Padang’a plajına tepeden bakıyor. Burada buz gibi bir beyaz şarap eşliğinde harika bir deniz mahsüllü bir makarna yedim, aşırı konforlu şezlonglarında yarı güneşlenerek kitap okudum ve mayıştım ve günü sonsuzluk havuzunda, kokteylim elimde, muhteşem bir manzaraya karşı batırdım. Ben gitmedim ama günü geçirmek için bir alternatif de Sunday’s Beach Club varmış.

103086966
Suarga

IMG_5285

Akşam yemekleri için motorla dolaşırken keşfettiğim, Single Fin’e giden yol üzerinde birkaç yer var; La Baracca pizzacı ve Suka Espresso. Daha sağlıklı birşeyler yemek veya kahvaltı için ise Padang-Padang’a yakın Bukit Café, Nalu Bowls ve Caggnu’daki The Loft burada da var.

Nusa Penida: Nefes kesici sahiller

Nusa Penida, Bali’den 45 dakikalık bir tekne uzaklığında nefes kesici sahiller, bakir ormanlar ve otantik köylere sahip daha az keşfedilmiş ve henüz tüketilmemiş bir yer. Kalabalıklardan uzak ve kendi halinde.

IMG_5502

Buranın henüz yeni yeni keşfediliyor olmasının sebebi adanın hastalıkları yayan Macaling başta olmak üzere şeytanlar ve kötücül ruhlara ev sahipliği yaptığına inanmasından kaynaklanıyor. Hatta 18. yüzyılda mahkumlar adaya sürgüne gönderiliyormuş. Balililer Nusa Penida’ya sadece gitmelerinin zorunlu olduğu dini bayramlarda gidiyorlarmış.

Instagrammerlar’ın Nusa Penida’nın harika bir yer olduğunu keşfetmesi buranın Bali tatil rotalarına eklenmesini sağlamış. Ancak yine de Nusa Penida’ya turistik bir ada demek zor. Adada çok turistik yerler, lüks tatil olanakları yok hatta yollar oldukça kötü. Yeme-içme ve konaklama seçenekleri de oldukça kısıtlı. Bali’den günübirlik Instragram turları düzenleniyor; bir otobüse doluşup o Instagram’da gördüğünüz tüm uçurumlarda durup fotoğraf çekiliyorsunuz. Ben her yerde lokal gibi hissetmeyi sevdiğimden iki gece konaklayacak şekilde plan yaptım ve Asoka Bungalows diye bir homestay’de kaldım.

İlk gün yine motorsiklet kiraladım ve yaklaşık 1 saatlik mesafede olan Atuh Beach’e gittim. Gerçekten The Beach filmini andıran bir plaj ve manzara. Burada birkaç tesis var yan yana, derme çatma yerler, tatlı ve salaş. Taze ızgara balık, yanında tabii ki yapışkan pirinç ve bir Bintang eşliğinde okyanusu izledim, kitabımı okudum ve keyif yaptım. Ancak dönüşüm çok keyifli olmadı. Yollar oldukça virajlı ve engebeli, dönerken aşağı eğimli bir virajda korkumdan çok yavaşladım ve motorla beraber düştüm. Nusa Penida’da motor kullanmanız için iyi şöför olmanız lazım kesinlikle.

IMG_5477

IMG_5511

Ertesi gün motora binmeye cesaret edemedim ve gezmek için arabalı bir şöför ayarladım, iyi ki de öyle yapmışım. Angel’s Billabong ve Broken Beach’e giden yol çok fena, araba ile bile zor gittik. Ancak tabii ki gitmeye ve görmeye değer. Şansıma şöförüm beni çok erken aldı ve Angel’s Billabong’a ilk giden turist ben oldum. Biz dönerken baya bir tur aracı geliyordu ve trafik oluşmuştu bile. Broken Beach’e yukarından baktım ama aslında tekne ile de gidip burada denize girebiliyor ve vatozların bulunduğu bu bölgede yüzebiliyorsunuz. Benim ona vaktim ve param kalmadı. 🙂

IMG_5679

IMG_5648

Sonraki durak adanın en mehşur yeri olan Keling Keling Beach’ti. Plaja inmek yaklaşık bir saat sürüyormuş, ben artık biraz yorulduğumdan inmedim sadece yukarıdan izledim. Rehberle geziyor olmak yine beni baymaya başladı. 🙂

IMG_5767

Son olarak daha az turistik bir yere gitmek istedim ve Tembeling Plajı ve Ormanı’nda buldum kendimi. Tembeling Plajı, ormandan aşağıya doğru çılgın bir motosiklet yolculuğunun sonunda karşınıza çıkan saklı bir yer. Yol boyunca girip serinleyebileceğiniz, kristal berraklığında doğal havuzlar var ve yolun sonu plaja çıkıyor.

IMG_5817

IMG_5584

Akşamları bozuk yollarda motor kullanmaya çekindiğimden kaldığım yere yakın olan Penida Colada’da yemeklerimi yedim ve takıldım. Standart ve ortalama ama ortam tatlı ve keyifliydi.

Seyahatimi en çok hoşuma giden yer Ubud’a dönerek tamamladım. Dolandım, alışveriş yaptım, iki öğün Zest’te yemek yedim, bolca kakao içtim, 3,5 saat masaj ve bakım yaptırdım ve dans ettim. Yüzüm gözüm pasparlak ve aydınlanmış bir şekilde sona erdi Bali seyahatim.

Her ne kadar insanın kendi cennetini yarattığını düşünüyor olsam da Bali gerçekten bu dünya üzerinde gördüğüm cennet algıma en yakın yer diyebilirim. Böyle düşünen birçok insanın da önce iyileşmeye gelip burada kalmasına sebep olmuş. Yani Eat, Pray, Love filmi gerçek. Burada, özellikle Ubud ve Canggu’da, dijital göçebelerin oluşturduğu yeni bir kültür, hayat ve yaşam tarzı var. Sağlıklı yemek yiyen, ibadet etmek ve bağ kurmak için dans edip kakao seremonisi düzenleyen, sigara içmek yerine dans ederken Palo Santo yakan, yoga yapan, kendine ve çevresine iyi davranan, doğayı koruyan ve bu yolda birbirine destek olup yaymaya çalışan yeni bir toplum, yeni Dünya insanları.

Bence bu topluluk ve tüm Bali’nin diğer tüm doğal güzellikleri keşfetmeye değer. İster tek başınıza, arkadaşlarınızla, sevgiliniz/eşinizle kendinizi, birbirinizi iyileştirmek olsun niyetiniz, ister bu yeni Dünya oluşumunu keşfetmek, mutlaka Bali’yi seyahat rotalarınıza ekleyin.

Om Swastyastu!

Deniz Orbay.

ps. ‘Best Of’ hikaye paylaşımları ve tüm yukarıdaki konualr ile ilgili kısa videolar için Instagram hesabıma ve IG TV’ye göz atabilirsiniz.

IMG_E4177.jpg

Extra:

  • Uçaktan iner inmez lokal bir telefon hattı alın. Yer yön bulmak ve araştırma yapmak için internet gerekiyor ve lokal hat almak çok ucuz o nedenle tavsiye ederim.
  • Para bozdururken mutlaka ‘Authorised Money Exchange’ (Resmi Para Çevirici) olmasına dikkat edin.
  • Herşey için pazarlık edin!
  • Ehliyetiniz varsa şehir içinde gezinmek için motosiklet kiralayın.
  • İşinize yarayacak, mutlaka indirmeniz gereken uygulamalar için buraya tıklayın.
  • Bol bol Dragon Fruit yemeyi ihmal etmeyin 🙂

[/cmsmasters_text][/cmsmasters_column][/cmsmasters_row]

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir