Blog

Yoga ve Stres Yönetimi

Yoga

Yoga ve Stres Yönetimi

Yoga ve meditasyon ile zihinsel, duygusal ve fiziksel beden birlikteliğini sağlamak stresle başa çıkmada çok yardımcı olabiliyor.

Stres tamamen uzaklaşabileceğimiz bir şey değil ancak yoga ve meditasyon yoluyla stresli durumların etkilerini azaltmayı ve kendimizi daha mutlu, daha sağlıklı ve daha rahatlamış bir gelecek sağlayabiliriz.

Stres vücudumuzun hayatta kalabilmek adına verdiği ilkel bir tepki iken günümüzde kendimizi maruz bıraktığımız kronik stres birçok hastalığın sebebi haline geldi. Hepimiz strese maruz kalıyoruz, işin kendisinden ziyade işe gidip gelmek en azından İstanbul’da başlıca stres kaynağı. Tükeniyoruz, tüketiyoruz ve farkında olmadan bir döngü içerisinde kendimizi yiyoruz. Stres yapan faktörlerden kurtulmak iyi bir çözüm olsa da yeni bir neden mutlaka karşımıza çıkacak. Bu nedenle amaç stresi daha iyi yönetebilmek olmalı.

Stres; zorlayıcı veya tehdit edici olarak gördüğümüz belirli olaylara maruz kaldığımız ve tepki verdiğimiz süreçtir. Tepkimiz kısmen bu uyaranı değerlendirmemizden yani algımızdan kaynaklanıyor.

Başka bir deyişle, stres teknik olarak bir duygu değil, rahatsız edici veya yıkıcı bir uyarana karşı verdiğimiz tepkiden kaynaklanıyor. Stres her zaman gerçek bir tehditten kaynaklanmaz; ama bunu bir tehdit olarak algılarsak, vücudun tepkisi de buna göre şekilleniyor.

Örneğin, Roller Coaster’a binmek bir kişi için eğlenceli ve harika bir heyecan iken, başka bir kişi için korkutucu ve stres uyandıran bir olay olabiliyor.

Stresli algılanan uyarıcı sempatik sinir sistemini tetikleyerek ‘savaş veya kaç’ mekanizmasını harekete geçiriyor.

Bunu, adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının salınmasını tetikleyerek yapıyor ve harekete geçmek için sinir sistemi tüm enerji kaynaklarını diğer organlardan çekerek kaslara ve beyne yönlendiriyor. Savaş ya da kaç tepkisi, vücudumuzun algılanan saldırı, hasar ya da hayatta kalmamız için tehdit oluşturan savaşması ya da kaçması için hazırlanan ilkel ve doğuştan gelen bir yanıt.

Bu durum bir olayı stresli olarak algıladığımız noktada da gerçekleşiyor. Tehdit gerçekse, bizi yiyecek olan bir aslan gibi, hormonlar yaşamımızı korumamıza yardımcı oluyor ve bacaklarımıza gerekli oksijeni göndererek koşmamızı sağlıyor.

Tehdit tamamen algısal olduğunda, her sabah işimize geç kalmamıza neden olacak potansiyel bir trafik sıkışıklığını düşünmek gibi, yine aynı hormonlar kan dolaşımımıza salgılanıyor. Zamanla, bu hormonlar vücuttaki tüm kritik enerjiyi kullanarak, vücudumuza zarar veriyor, psikolojik ve fiziksel sorunlara yol açıyor.

Stres aslında sadece ilkel bir tepki ve stres sayesinde insanlık bugüne kadar türünü sürdürebilmiştir, dolayısı ile yönetibilen ve kontrol edilebilen stres aslında bizim için iyi.

Kısa süren ve yönetilebilen strese sahip olmak olmanız gerektiğinde bizi aktif ve uyanık kılıyor, odaklanmamıza, hakim olmamıza ve başarılı olmamıza yardımcı oluyor. Kontrol altında tutulabilen stres vücudunuzda, yaraları iyileştirmek ve enfeksiyonlarla savaşmak gibi şeyler için bağışıklık sistemini harekete geçiriyor. Bu da örneğin koşucuların yarışlarda antrenmanlarından daha iyi performans göstermesini sağlıyor, bir tehlike anında normalde yapamayacağınızı düşündüğünüz bir şeyi yaparken kendinizi bulabiliyorsunuz.

Kötü olan aslında bu algı sebebi ile oluşturduğumuz kronik stres ve stresin bizim için kötü olduğu algısı. Kronik stres sebebi ile vücut enerjisini gereksiz yere tüketiyor. Aşırı stres varlığı vücudumuzda bir takım sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor.

Burada tabii ki iki yol var mümkünse stres faktöründen uzaklaşmak ve durumu değiştirmek, diğeri ise durumu değiştiremiyorsak kabul etmek ve tepkimizi değiştirmek.

Bazı stresler kaçınılmaz olabilir. Ancak beyin ve vücut üzerindeki olumsuz etkilerinin kaçınılmaz olması gerekmez.

Çevremizdeki dünyayı yorumlama şeklimizi değiştirerek, stresin kontrolünü ele geçirebiliriz. Bir durum hakkındaki algımızı değiştirerek, faydalarını görebilme gücünü bile kazanabiliriz. Stresin bir algı olduğu gerçeği de bunun hakkında bir şeyler yapabileceğimiz anlamına geliyor.

Stres hakkında nasıl düşündüğümüz oldukça önemli. Amerikada 35.000 kişiye ‘Geçtiğimiz sene ne kadar strese maruz kaldınız?’ ve ‘Stresin sağlığınız için zararlı olduğunuz düşünüyor musunuz?’ sorularını sorduktan sonra ölüm raporlarını incelemişler. Kötü haber; aşırı stres altında olduğunu söyleyen kişilerin %43’ünde ölüm riski artmış, fakat bu yüzde sadece stresin sağlığı için kötü olduğunu düşünenlerin oranı. Tam tersine aşırı stres altında olup stresi sağlık tehdidi olarak görmeyenlerin ölüm riski çok daha az ve hatta az strese maruz kalanlardan bile düşük.

Stresi yönetme konusunda hem fiziksel hem de zihinsel bedenimizi etkileyecek daha sürdürülebilir yöntemlere başvurmak gerekiyor.

Genelde stresin üstesinden kısa yollu rahatlama yöntemleri ile gelmeye çalışıyoruz; alkol, sigara, uyuşturucu ve uyaran maddeler, anti-depresanlar, sosyalleşme vb. Ancak bunlar stresi anlık azaltsa bile duruma tamamen çözüm olmadığı gibi başka problemleri de beraberinde getiriyor.

Yoga ve meditasyon ise zihinsel, duygusal ve fiziksel beden birlikteliğini sağlamak adına yapılan bir egzersiz olarak stresle başa çıkmada çok yardımcı olabiliyor.

Bedensel rahatlama sağlıyor

Stresle başa çıkmada en faydalı yol hareket etmek; stresli olduğumuzda, muhtemelen istediğimiz son şey kalkmak ve egzersiz yapmak. Fakat fiziksel aktivite büyük bir stres giderici. Doğru şekilde uygulanan yoga, gerginliğin azaltılması ve fiziksel bedenin gevşetilmesinde sarılmak veya masaj yaptırmak kadar rahatlatıcı etkilere sahip.

Zihinsel rahatlama sağlıyor 

Stresli ve gergin olduğumuz zaman, bir şeye odaklanmak oldukça zorlayıcı olabiliyor. Bu da aslında pratik ile geliştirilebilen bir özellik. Meditasyon her türlü nefes farkındalığı gibi zihni rahatlatmak ve yavaşlatmak için inanılmaz derecede güçlü bir araç.

İster yoga pratiği sırasında olsun ister meditasyon oturuşunda farkındalığınızı nefese yönelttiğinizde odaklanmanız kolaylaşıyor zaten odak nefese gelmiş oluyor ve herşey nefesle beraber yavaşlamaya başlıyor. Zaman içinde ve tekrarlanan uygulamalarla, daha rahat bir içsel duruma doğru yeni alışkanlıklar geliştirmeye başlayabilirsiniz.

Daha etkin nefes almanıza yardımcı oluyor

Stres ve gerginlik, hızlı ve sığ bir şekilde nefes almamıza neden olabilir, bu da daha fazla kaygıya yol açabilir. Yoga pratiği, diyaframı kullanarak ve tüm akciğer kapasitesini kullanarak daha etkili nefes alma imkanı sunar.

Zihin ve beden arasındaki iletişimi sağlıyor

Vücut, dengesi bozulduğunda önemli sinyaller gönderir ki bu stres altındayken oldukça sık görülen bir durumdur. Bu sinyallere cevap verebiliyor olmak ve bedeni dinleyebilmek genel sağlığımız ve stres yönetimi için gereklidir.

Kendimizi daha iyi tanımamızı sağlıyor

Yoga, kendi benzersiz aklımızın nasıl çalıştığına dair farkındalığı geliştirmemizi ve kendimizi daha iyi tanımamızı sağlar ve bu farkındalık daha bilinçli bir şekilde yaşamamıza yardımcı olabilir.

Stresinizi iyi kullanabildiğiniz ve tepkilerinizi seçebildiğiniz bir yaşam için yogayı denemenizi öneririm. Hayatın %10’u başımıza gelen olaylar, %90’ı olanlara nasıl cevap verdiğimiz. O yüzden, eğer bir şeyi sevmiyorsan sürekli şikayet etmek ve kendini strese sokmak yerine değiştir, eğer ki değiştiremiyorsan tepkini değiştir.

Tabii ki söylemek kolay yapmak zor. 🙂 Yoga bu konuda en azından destek olan bir pratik. Denemek istersen derslerime beklerim.

İyi strese maruz kaldığınız günler dilerim.

Deniz Orbay.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir